> İkinci Dünya Savaşı Uzun Okuma

Almanya’nın Son Şövalyesi: Feldmareşal Erwin Rommel

Clausewitz’e[i] göre “lider”, beceri ve yetenek olarak üstün olandan başka, irade gücü ve ruh cesaretine de sahip olandır. Erwin Rommel, belki de tarih boyunca bu tanıma tamı tamına uyan sayılı komutanlardan biridir.

Tam adıyla Erwin Johannes Eugen Rommel 15 Kasım 1891’de, Heidenheim’da doğan, iki dünya savaşında da yer almış sıra dışı bir Alman subayıdır. Afrika Cephesi’ndeki taktikleri ona “Çöl Tilkisi” lakabını kazandırmıştır.

İlk Yılları

Rommel 1891’de bir lise öğretmeni olan Erwin Rommel’in ve karısı Helene’nin dört çocuğundan ikincisi olarak dünyaya geldi. Württemberg’in Heidenheim şehrinde doğan Rommel, Aalen’de büyüdü. İlköğrenimini Aalen’de 1900-1908 yılları arasında, lise eğitimini de 1908-1910 yılları arasında Schwabisch-Gmünd Lisesi’nde tamamladı. Rommel aslında mekaniğe meraklıydı ve havacılık mühendisi olmak istiyordu. Fakat babası onu öğretmenlik ya da subaylık arasında bir seçime zorladı, bunun üzerine o da askerlik mesleğini seçti ve 1910’da Württemberg ordusuna[ii] katıldı. Topçu ve istihkâmcılar tarafından reddedildikten sonra 19 Temmuz 1910’da Weingarten’da bulunan 124. Piyade Alayı “König Wilhelm I”de göreve başladı. 1911 yılının Mart ve Kasım ayları arasında Danzig’de bulunan askeri okulda eğitim aldı ve 1912’de teğmenliğe terfi etti.

1912’de Rommel, Weinbergli Walburga Stemmer ile bir ilişki yaşamaya başladı, bu ilişki Aralık 1913’te dünyaya gayrimeşru kızları Gertrud’u getirdi. Rommel ise 1916’da Danzig’de tanıştığı Lucie Maria Mollin ile evlenecekti. Rommel’in kendisine döneceğini ümit eden Walburga, Rommel ve Lucie’nin ilk çocukları Manfred’in doğduğu 1928 senesinde intihar etti. Gertrud Rommel’in yeğeni olarak tanıtıldı ve aileye yakın kaldı.1

1. Dünya Savaşı

1. Dünya Savaşı’nın başlamasından sonra Rommel alayıyla beraber Verdun, Maas ve Longuyon’da savaştı. Eylül 1914’te 2. Sınıf Demir Haç nişanıyla taltif edildi. 1915 Ocak’ında bunu 1. Sınıf Demir Haç takip etti. 18 Eylül 1915 tarihinde de üsteğmen rütbesine terfi etti. Ekim 1915’ten itibaren Rommel görevine Württemberg Dağ Taburu’nda bölük komutanı olarak devam etti.2 İlkin Hochvogesen bölgesinde siper savaşlarına katılan, daha sonra Romanya Cephesi’nde savaşan bu tabur, 1917 yılının Eylül ayında Isonzo Cephesi’nde konuşlandı ve 1915-1918 Dağ Savaşı’nda yer aldı. Monte Matajur’un ele geçirilmesi sırasında üç gün içerisinde 150 subay ve 9000 askeri esir alan Rommel, Hohenzollern Hanedanı’nın en yüksek nişanı olan Pour le Merite’e layık görüldü.3 Rommel 1. Dünya Savaşı’nda edindiği tecrübeleri 1937’de yayımlanan “Infanterie Greift An” (Piyade Saldırıyor) kitabında toplayacaktı.4

İki Savaş Arasında

1. Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra imzalanan Versailles Anlaşması, Almanya’nın kara kuvvetine 100.000 asker sınırı koyuyordu. Rommel büyük kitle terhislerinden sıyrılmayı başardı; orduda kalabilecekti. Weimar Cumhuriyeti boyunca bazı komutanlıkları üstlendi ve Alberstadt’ta bulunan piyade okulunda öğretmenlik yaptı. Bu dönemde binbaşı rütbesine terfi etti.5

1933’de Almanya’da NSDAP seçimle başa geldi. Reichswehr[iii] subaylarının çoğu gibi Rommel de rejim değişikliğini pozitif karşıladı. Yıllarca süren politik huzursuzluktan sonra sonunda lider bir kişiliğin var olduğu kanısındaydı. Bu durum, Adolf Hitler’in Versailles Anlaşması’nın revizyonunu talep etmesiyle de artarak devam etti. Ordunun itibarının iade edilmesi, modernizasyonu ve büyütülmesi Hitler’e; 1. Dünya Savaşı’ndan sonra askeriyenin devletin merkezindeki konumu gibi kendi sosyal konumları da zarar gören subayların desteğini kazandırdı. Ancak Rommel ve başka subaylar yeni rejimde kendilerine rakip olarak gördükleri SA’nın oynadığı rolden rahatsızlardı. Bu yüzden SA 1934’te kanlı bir şekilde ortadan kaldırıldığında memnun oldular.

Rommel Hitler’le ilk defa 1934 Eylül’ünün sonunda, Hitler 5. Tümen’in Suabya Alpleri’nde icra ettiği sonbahar tatbikatını teftiş ederken karşılaştı.6 1935 yılında yarbay7 rütbesi ile Potsdam’da açılan yeni askeri okulun öğretim başkanı oldu. 1938’e kadar bu görevi sürdürdü. Bu dönemde “Infanterie Greift An” kitabı ilk defa yayımlandı. Kitap 1945’e kadar 400.000 adet basılacaktı. Rommel 1937 Ekim’inde albaylığa terfi etti.

Sonradan Goebbels’in iddia ettiğinin aksine, Rommel asla SA veya SS kıtalarına mensup olmadı. Ancak Hitler’e karşı bu dönemde gerçekten bir saygı besliyor, onu “ulusu birleştiren”, “Versailles Anlaşması’nın aşağılık hükümlerinden kurtaran” adam olarak görüyordu.8

2. Dünya Savaşı

Alman ordularının 1939’da Polonya’ya girmesiyle başlayan 2. Dünya Savaşı’nın başında Rommel, 23 Ağustos 1939’dan 14 Şubat 1940’a kadar Führer Karargâhı’nın[iv] komutanıydı. Hitler onu Fransa Seferi’nden önce tümgeneralliğe terfi ettirdi ve Bad Godesberg’de konuşlanmış 7. Panzer Tümeni’nin kumandanlığına atadı. Bu atamayla Rommel’in bir panzer tümeni komuta etme isteği de gerçekleşmiş oluyordu. Rommel o zamana kadar panzer birlikleriyle bir tecrübe edinmiş değildi fakat Fransa Seferi sırasında gelenek dışı yöntemleri ve bir komutan olarak en ön mevzilerde bulunması ile başarılı bir komutan olduğunu kanıtladı. Tümeniyle hem Manş Denizi’ne, hem Akdeniz’e varan ilk Alman oldu. Hareketlerinin öngörülemezliği ve sürati sadece düşmanı değil, Alman Başkomutanlığını da şaşırtıyordu. Bu sebepten dolayı 7. Panzer Tümeni’ne “Hayalet Tümen” lakabı takıldı.9

Rommel ve 7. Panzer Tümeni Fransa’da – 1940.

Afrika Cephesi ve Afrikakorps

1940 Eylülü’nde İtalyanlar Libya’da bulunan sayıca üstün kuvvetleriyle Birleşik Krallık’a bağlı Mısır’ı işgal etme teşebbüsünde bulundular. Almanlar aslında bu cepheye asker göndermeyi düşünmüyorlardı, sadece Mısır’ın tamamının işgali fırsatı doğarsa yardım etmeye hevesliydiler, zira bu Süveyş Kanalı’nın ele geçirilmesi ve Britanya’nın can damarlarından birisinin kesilmesi anlamına geliyordu.10 Ancak İtalyanlar önemli bir ilerlemeye muvaffak olamadan durduruldular ve Aralık ayında başlayan İngiliz karşı taarruzuyla Graziani’nin emrindeki 10. Ordu dağıldı. Libya’ya giren İngilizlerin Sireneyka’yı ele geçirmesinin üzerine Hitler ve Mussolini doğrudan bir Alman desteğinin yapılmasına karar verdiler. Hava unsurları dışında iki zırhlı tümenden oluşan Deutsche Afrika-Korps (Alman Afrika Kolordusu) da cepheye gönderilecekti.

1941’in Ocak ayında Korgeneral11 rütbesine terfi eden Rommel, Kara Kuvvetleri Komutanı von Brauchitsch’in karşı çıkmasına rağmen bizzat Hitler tarafından Afrika Kolordusu’nun başına atandı.12 12 Şubat’ta Trablus’a varan generalin görevi Trablus’un kaybedilmesini önlemek ve 20 Nisan’a kadar Sireneyka’yı geri almaya yönelik bir plan hazırlamaktı.

Rommel, kurmayların harekât planını anlatıyor.

Rommel’in kolordusu 15. Panzer Tümeni ve 5. Hafif Tümen’den oluşuyordu, bunlardan ilki henüz Afrika’ya intikal etmemişti ve Rommel’e bu tümen cepheye varmadan harekete geçmemesi talimatı verilmişti. İngilizler Enigma makinesinin[v] şifresini çözmüşlerdi ve bu talimatın farkındaydılar, İtalyanların da durumunu göz önünde bulundurarak “Trablus yönünden ciddi sayılabilecek bir taarruzun başlaması için uzun bir zaman gerektiğini” saptamışlardı.13 Fakat Rommel tek tümeniyle kendisine verilen talimata uymadan 24 Mart’ta harekete geçti ve İtalyan tümenlerini de kullanarak Sireneyka’yı geri aldı. 10 Nisan’da Tobruk kuşatılmıştı. Rommel, Tobruk’u ele geçirmeden ilerlemeyi tehlikeli buldu ve taarruzu durdurdu. Tobruk cepheye yeni sürülen 15. Panzer Tümeni ile tekrar zorlansa da düşmedi. Müttefikler bu beklemeden faydalanıp Rommel’i geri püskürtmeye çalışsalar da ağır kayıplar verip durdular.

İngiliz zırhlılarına atış halinde olan 88’likler.

Afrika’daki bu ilk harekâtında Rommel eşi benzeri görülmemiş yöntemler kullandı. Bunlardan en ünlüsü 88’lik uçaksavar topları kuma gömdürüp tanksavar topu olarak kullandırmasıdır. Çok seri ateş edebilen bu toplar İngilizlerin raporlarında korku ve saygınlık dolu bir yer edindiler. Ayrıca Rommel düşmanı aldatmak için eski uçak motorlarını kamyonlara monte edip çölde hareket ettiriyordu. Oluşan toz fırtınası düşmanda sanki büyük bir zırhlı kol hareket ediyormuş izlenimi yaratıyordu.14

Afrika’da Alman kuvvetlerinin iki büyük sorunu vardı: İkmal ve İtalyanlar. 1941 yazında Barbarossa Harekâtı başlamıştı ve Almanya’nın malzeme ve asker gücünün büyük çoğunluğu Sovyetler Birliği’ne karşı kullanılıyordu. Afrika Cephesi’ne ayrılan ufak miktar ise Bingazi veya Trablus limanlarına varmak için Akdeniz’de Kraliyet Deniz ve Hava Kuvvetleri’nin saldırılarından sıyrılmak zorunda kalıyordu. İngilizler hem Enigma’nın şifresinin kırılması hem de bazı İtalyan subayların ihanetleri sayesinde ikmal konvoyları hakkında bilgi ediniyorlardı, örneğin İtalyan Amiral Maugeri sayesinde gemilerin rotası çoğunlukla biliniyordu.15

İkmali kesintiye uğratan İngiliz kuvvetleri ise Malta Adası’nda üslenmişti. İtalya ve Afrika arasındaki bu adada konuşlanan uçak ve gemiler bazı aylarda İtalyan ikmal gemilerinin 75%’ini batırıyordu. Savaş boyunca pek çok kez Malta’nın ele geçirilmesi planlandı, fakat bu planlar asla uygulanamadı. Rommel ikmal için düşmanı kullanmak zorundaydı, 1942 yazında Afrika Kolordusu’nun donanımının %85’i İngiliz-Amerikan üretimiydi.16

Afrika Kolordusu’nun yanında savaşan İtalyan birlikleri de çoğu zaman yeterli performansı gösteremiyorlardı. Bunun sebebi sık sık söylenenin aksine askerler değil, subaylar ve donanımdı. Gambara gibi İtalyan generaller Rommel’in direktiflerine en kritik anlarda uymayıp planı aksatabiliyorlardı. Rommel bazı İtalyan subayları askeri mahkemeyle tehdit etmek zorunda bile kalmıştı. İtalyanlar yıldırım harbi gibi cesur ve hızlı bir taktiğe ve Rommel gibi savaşı en önde idare eden bir komutana aşina değillerdi. Mussolini Rommel’i takdir etmek için onu “tankından inmeyen bir General”, İtalyan General Graziani’yi ise “yerin altında çıkmayan bir adam” olarak nitelendiriyordu.17

Eylül 1941’de Rommel yeni kurulan Afrika Panzer Ordusu’nun başına geçti. 18 Kasım’da başlayan İngiliz taarruzu yüzünden Almanlar El-Agheila hattına kadar geri çekildiler. 1 Şubat 1942’de Rommel orgeneral rütbesine terfi etti ve 26 Mayıs’ta Gazala Taarruzu’nu başlattı. Taarruz oldukça başarılı oldu ve 21 Haziran 1942’de Tobruk düşürüldü. Bu başarı üzerine Rommel Feldmareşal unvanına layık görüldü, 51 yaşında Wehrmacht’ın en genç mareşali olmuştu. Rommel ismi artık İngilizlerde korku yaratmak için yeterliydi, İngiliz Başkomutanı Auchinleck birliklerde “Rommel” kelimesinin zikredilmesini yasakladı.18

1942 Temmuzu’nda 1. El Alameyn Muharebesi yaşandı ve belirsiz bir sonuçla bitti. Almanlar artık Mısır’a girmişti ve İngiliz tarafında İskenderiye ve Kahire’nin düşeceği kaygısı vardı. El Alameyn İskenderiye’ye yaklaşık 100 km uzaklıktaydı. İngilizler artık Nil Deltası’ndan çekilmek için planlar hazırlamaktaydılar.19 Bu sırada İngiliz 8. Ordusu’nun başına General Montgomery atandı. Montgomery hava kuvvetleri ve ikmal üstünlüğü sayesinde Rommel’i 2. El Alameyn Muharebesi’nde mağlup etti. İkmal sıkıntısı had safhaya ulaşan Rommel artık Afrika’da bir zafer kazanılabileceğine inanmıyordu ve kuvvetlerini Hitler’in kesin emrine karşı gelmek pahasına imhadan kurtarmak için Mısır’dan çekti.

General Bernard L. Montgomery, II. El Alameyn Muharebesi sırasında tankının top kulesinden muharebeyi takip ediyor.

8 Kasım 1942’de İngiliz ve Amerikanlardan müşterek bir kuvvet Kuzey Afrika’nın batısında Fas’a çıktı ve savunulmayan Fransız bölgeleri üzerinden ilerledi. Rommel ordusunu Tunus’a çekmişti ve cephe batıda Tunus-Cezayir, doğuda Tunus-Libya sınırına geldi. Rommel Afrika’dan tamamen çekilmek istiyor ve kuvvetlerinin bu alanda imha edilmesinden korkuyordu, fakat çekilme isteği reddedildi. Bunun üzerine Rommel batıdaki Müttefik kuvvetlerini kuşatıp imha etmek suretiyle sıkıştığı alandan çıkmak için harekete geçti. Almanların kazandığı Kasserin Geçidi Muharebesi taktik olarak çok başarılı olmasına karşın stratejik olarak isteneni vermedi. Bu zafer Rommel’in Afrika’daki son zaferiydi. 1. Amerikan Zırhlı Tümeni hem nitelik hem nicelik açısından üstün olmasına rağmen sert bir mağlubiyet yaşadı. Tarihçi Paul Kennedy bu muharebeyi Amerikan Ordusu’nun savaş boyunca yaşadığı “en küçük düşürücü yenilgi” olarak niteler.20 Yine de bu zafer Almanların Afrika’daki yenilgisini ancak geciktirebildi. 6 Mart 1943’te Rommel, Nasyonal Sosyalist propagandanın önemli bir figürü olduğundan mağlubiyette adının geçmemesi için görevden alındı ve Afrika’yı terk etti. Halefi Von Armin komutasındaki Afrika Ordusu bütün malzemeyi harcayıp 12 Mayıs 1943’te teslim oldu ve Afrika’da savaş bitti.

Rommel Afrika’daki görevi boyunca pek çok macera yaşadı, bunu da hep en ön hatlarda gezen bir komutan olmasına borçludur. Afrika Kolordusu’nun en önde savaşan askerleri onun bu özelliğine atfen “Rommel nerede? Bizden de ileride!” sloganını bulmuşlardı.21 Rommel bir seferinde cepheyi dolaşırken yolunu şaşırıp şoförüyle bir Müttefik sahra hastanesine girmişti. Soğukkanlı bir biçimde hastaneyi dolaşıp şaşkınlıktan donakalan doktorlara ihtiyaçlarını sorup yardım sözü vermiş, yaralı askerler selama dururken arabasına binip uzaklaşmıştı. Savaşın ortasına duraklayan tankların yanına kendi tankıyla yanaşıp üzerlerine vurur, kafasını çıkarıp bakan tank komutanına “Hadi bakalım, durduğu yerde başarılı olan bir taarruz daha görülmedi!” diyerek onu uyarırdı.22 Düşmanları da ona saygı duymaktaydı. Montgomery’nin karargâhında bir portresi asılıydı, Churchill ise onun için “Karşımızda çok cesur ve yetenekli bir düşman var” demiştir. Keza Mussolini de Rommel’e çok güveniyor ve “İtalyanlar durdurmazsa Nil’e ulaşacağını” söylüyordu.23

Atlantik Duvarı

Afrika’dan sonra Rommel, İtalya’da bulunan B Ordular Grubu’nun komutanlığına atandı. Müttefikler 1943 yazında Husky Operasyonu kapsamında Sicilya’ya çıktılar. Sicilya’dan sonra Eylül’de İtalyan yarımadasının işgali başladı. 8 Eylül’de İtalyanlar ateşkes istedi, fakat Almanlar bunu kabul etmeyip Kuzey İtalya’yı resmen işgal ettiler.

İtalya’da savaş sürerken Rommel ve komutasındaki B Ordular Grubu Fransa’ya kaydırıldı. Atlantik Duvarı’nın[vi] başına getirilen Rommel doğrudan Hitler’den emir alıyordu, fakat komuta zincirinde büyük kopukluklar vardı. Alman İstihbahratı “Abwehr” ile bağlantı kurması yasaktı, Göring’in hava birliklerini de doğrudan kullanamıyordu. Üstelik Hitler, bir Müttefik çıkarmasının başarılı olması ihtimaline dayanan harekât planlarının tasarlanmasını yasaklamıştı. Rommel’in diğer ordularla da bağlantısı yoktu. Hitler ve Başkomutanlık bu kargaşayı kendilerini güvene almak amacıyla yaratmışlardı, zira Rommel’in rejime sadakati artık kuşkuluydu.24

Rommel, Atlantik Duvarı’nda incelemelerde bulunuyor.

Bütün bunlara rağmen Rommel, elindeki kısıtlı imkânlarla muntazam bir tahkimat kurdu. Kıyı boyunca çıkarma araçlarına ve geri bölgelerde planörlerle paraşütçülere karşı engeller hazırlandı. Ağaç köklerinin toprağa dik gömülmesi ile hazırlanan bu engellere “Rommel Kuşkonmazı” adı verildi.

1944 yılının Ocak ayında Rommel, Loire Nehri’nin kuzeyindeki bütün kuvvetlerin komutasını üstlendi. 4-6 Haziran tarihleri arasında karısının doğum gününü kutlamak için kısa bir izin alarak cepheden ayrılmıştı. 6 Haziran’da tarihin en büyük çıkarma harekâtı olan Normandiya Çıkarması başladı. Müttefikler üstün hava kuvvetleri ve donanmaları ile Alman ikmal sistemini yerle bir ettiler ve hava keşfi yapılmasını önlediler. Rommel komutada serbest değildi ve cesur kararlar alamıyordu, Hitler’in “Her türlü cephe kısaltması yasaktır, harekette hiçbir özgürlük yoktur” emri elini kolunu bağlamıştı. Müttefikler adım adım ilerlediler ve sağlam bir köprübaşı oluşturdular. Hem askeri, hem siyasal durumu fena gören Rommel, 15 Temmuz’da Hitler’e üç sayfalık bir muhtıra gönderdi. Bu yazıda cephedeki durum olanca açıklığıyla anlatılıyor ve “…Askerlerimiz her yerde yiğitçe çarpışıyor ama eşit şartlar altında cereyan etmeyen bu savaş, sonuna yaklaşmaktadır…” deniliyordu. Rommel bu muhtırada Hitler’den gerekli sonuçları çıkarmasını talep ediyordu.25 Fakat bir yanıt alamadan 17 Temmuz’da bir hava saldırısında ağır biçimde yaralandı.26 Görevini Mareşal Rundstedt’e devredip Herrlingen’deki evinde istirahate çekildi.

Nasyonal Sosyalizm ve Hitler Karşıtları ile İlişkisi

Rommel’in nasyonal sosyalist ideoloji ile olan ilişkisi, üzerine kesin bir söz söylemenin zor olduğu bir konudur. Rommel NSDAP iktidarının ilk yıllarında Hitler’e büyük bir saygı duyuyordu. Hitler de onu “favori generali” olarak adlandırıyordu. Albert Kesselring’e göre Hitler üzerinde “neredeyse hipnotize edici” bir etkisi vardı.27 Maurice Philip Remy’e göre Rommel, Hitler’e ve kurduğu rejime hayrandı ve bu rejime sorgusuz hizmet ediyordu. Fakat bunu onun nasyonal sosyalist olduğuna yormak yanlıştır, o bu ideolojiye uzaktı.28 Onun hayranlığı ideolojiye değil Hitler’e idi, karısına yazdığı 1939 tarihli bir mektupta “Bu adama sahip olmamız harika” diyordu.29

Adolf Hitler ve Erwin Rommel.

Rommel ve Hitler arasındaki ilk gerginlik Afrika görevi sırasında yaşandı. Rommel, Hitler’in savaşı askerî bir bakış açısıyla değil ideolojik saplantılarla yönettiğini fark etti. Hitler saçma amaçlar uğruna binlerce askeri kırdırmaktan çekinmiyordu. Üstelik Rommel gittikçe sertleşen rejim politikalarından da hazzetmiyordu. Sivillere iyi davranılmasını önemseyen, esirlere en iyi şekilde muamele edilmesini önemseyen bir subaydı. Afrika’da kendisine suikast düzenlemeye çalışırken ölen üç İngiliz komandosunu askerî törenle gömdürmüş ve ailelerine mezarlarının fotoğraflarının ulaştırılmasını sağlamıştı.30 Hitler’e 1943’te Yahudileri toplama kamplarına yerleştirmek yerine toplumda yer almalarının ve hatta “ bir Yahudi’nin Gauleiter[vii]” olmasının sağlanmasının Almanya’nın imajını çok iyi etkileyeceğini söylemiş, Hitler’den “Sevgili Rommel, benim isteklerimden hiçbir şey anlamamışsınız” cevabını almıştı.31

Normandiya Çıkarması ile gerginlik daha da büyüdü. Hitler artık emrinde koca bir ordular grubu olan Rommel’den açıkça kuşkulanıyor ve onun kendisine karşı bir teşebbüste yer almasından korkuyordu. Bu yüzden Rommel’in hareket serbestliği kısıtlandı. 17 Haziran’da yapılan bir toplantıda Rommel Hitler’e “Bizden size güvenmemizi bekliyorsunuz, ancak bize kimse güvenmiyor!” diye çıkışmış ve Hitler’in yüzünün rengi atmıştı.32

Rommel’in Hitler karşıtı oluşumlarla gerçekten ilişkisi olduğuna dair sağlam bulgular vardır. Wehrmacht’ın ve devletin farklı organlarının içinde bulunan Hitler karşıtları Hitler’i ortadan kaldırmak, yeni bir rejim kurup ABD ve Büyük Britanya ile anlaşmak ve Almanya’nın bütün gücünü Sovyetler’e karşı çevirmek istiyorlardı. Rommel ise halk tarafından sevilen genç ve enerjik bir komutandı. Bazıları Hitler’i devirdikten sonra başa onun geçmesini doğru buluyorlardı.33 Rommel’in bu planlara ne kadar katıldığı ve Valkyrie Operasyonu’ndan[viii] haberdar olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Çevresindeki pek çok subay onu bu planlara davet ettiler. Rommel bazı gizli görüşmelerde bulundu, fakat ona göre Hitler’in suikastla ortadan kaldırılması doğru değildi, Hitler bir mahkemede yargılanmalıydı.34 Pek çok tarihçi Rommel’in suikast girişiminden haberdar olduğu fakat planda yer almadığı konusunda hemfikirdir.35 Rommel başka türlü bir hareket tasarlamış da olabilir; 15 Temmuz’da yazdığı muhtırayı Hitler’e gönderdikten sonra karargâhında “Ona son fırsatı verdim. Buna da yanaşmazsa harekete geçeriz!” diye bağırmıştı.36 17 Temmuz’da talihsiz bir şekilde yaralanması aklındakileri gerçekleştirmesine izin vermemişti. Ernst Jünger bu olay için: “17 Temmuz 1944 günü Livarot yolu üzerinde Rommel’e inen darbe, iç ve dış savaşın ağır yükünü omzunda taşıyabilecek, saldırganların korkunç dinamizmine kafa tutabilecek kadar yürekli olan tek adamı ortadan sildi. Kaderin şaşmaz bir işaretiydi bu.” der.

Ölümü ve Mirası

Hitler 20 Temmuz’da kendisine karşı düzenlenen suikast girişiminde Rommel’in de suçlu olduğuna inanıyordu. 14 Ekim 1944 tarihinde Hitler’e sadık bazı subaylar kendisiyle görüştüler ve ona iki seçenek sundular: ya intihar edecek ya da bir halk mahkemesinin önünde yargılanacaktı. Rommel itibarını ve ailesini düşünerek ilk yolu seçti. Oğluyla vedalaştıktan sonra subaylarla beraber evinin yakınındaki bir ormana gitti ve ormanda siyanür içerek intihar etti. Henüz 53 yaşındaydı. Ölüm sebebi halka, müttefiklerin hava saldırısında aldığı yaralar olarak açıklandı. 18 Ekim’de Ulm’da, resmî törenle gömüldü. Hitler, Rommel için: “Onun adı Alman halkının kader savaşında korku bilmez cüreti temsil edecektir.” mesajını yayınladı.37

Erwin Rommel’in cenaze töreni.

Rommel sıra dışı bir komutandı. En ön hatlarda dolaşır, en düşünülmedik planları hazırlardı. Düşmanları onu takdir etmiş ve bir öğretmen olarak görmüşlerdir. “Infanterie Greift An” kitabı daha savaş sürerken Amerikan Ordusu tarafından basılmış ve subaylara dağıtılmıştı, General Patton’un da bu kitabı okuduğu bilinmektedir.38 Rommel’in ismi, Hitler ve SS’in canavarlığına karşı “Temiz Wehrmacht” ile özdeşleşmiştir.39 Bunun en büyük nedeni onun Afrika göreviydi. Afrika Kolordusu SS ve Gestapo’nun uygulamalarından uzak, centilmen bir kuvvetti. Günümüzde de Rommel, Alman halkında derin saygı uyandıran bir isimdir ve adı bir savaş gemisine, bir kışlaya, sayısız sokak ve caddeye verilmiştir.40 Oğlu Manfred soyadının yardımıyla Stuttgart Belediye Başkanı seçilmişti.  Sonu bir avuç küle dönüşmek olan Hitler ve isimleri nefretle anılan başkalarının aksine; Rommel, cellatlarından çok daha uzun yaşamıştır.

[i] Carl Philipp Gottlieb von Clausewitz, Prusyalı general ve topyekûn harp doktrininin kurucusu.

[ii] O tarihlerde Almanya birleşmişti, fakat hâlâ bünyesindeki prensliklerin Alman ordusuna bağlı kuvvetleri olabiliyordu.

[iii] Reichswehr, Weimar Cumhuriyeti döneminde Alman ordusunun resmi adı.

[iv] Führer Karargâhı, 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’in bulunduğu ana karargâhlara verilen ad.

[v] Enigma makinesi, Almanların şifreli muhabere için kullandıkları araç.

[vi] Atlantik Duvarı, Almanların Batı Avrupa’yı müttefik istilasından korumak için oluşturdukları tahkimata verilen isim

[vii] Gauleiter, NSDAP’nin bölge başkanlarına verilen isim.

[viii] Valkyrie Operasyonu, bazı Wehrmacht mensupları ve siviller tarafından Hitler’i suikastla ortadan kaldırıp Nazi rejimini yıkmak için tasarlanan hareket.

Kaynakça:

(1): Alan Hall, Desert Fox Rommel Behaved More Like A Desert Rat: Nazi Covered Love Affair Which Led to Illegitimate Child for Sake of His Career, www.mailonline.com,22 Mart 2012.

(2): Joachim Lenk, Arger Über Die Ernennung Zum Einfachen Zugführer, Albbote, 12 Ağustos 2009.

(3): Samuel W. Mitcham Jr., Triumphant Fox: Erwin Rommel and the Rise of the Afrika Korps, New York, 1984.

(4): Ralf Georg Reuth, Erwin Rommel. Des Führers General, Münih, 1987, S. 14 ve S. 141-142.

David Fraser, Knight’s Cross: A Life of Field Marshall Erwin Rommel, New York, 1993, S. 16-71.

Maurice Philip Remy, Mythos Rommel, Münih, 2002, S. 18-27.

(5): Ralf Georg Reuth, Erwin Rommel. Des Führers General, Münih, 1987, S. 142.

David Fraser, Knight’s Cross: A Life of Field Marshall Erwin Rommel, New York, 1993, S. 535.

(6): Ralf Georg Reuth, Rommel. Das Ende Einer Legende, Münih, 2004, S. 39.

(7): Ralf Georg Reuth, Erwin Rommel. Des Führers General, Münih, 1987, S. 142.

(8): Hans Speidel, Normandiya Çıkarması’nın Perde Arkası, Baskan Yayınları, İstanbul, 1982, S. 184.

(9): Hans Speidel, Normandiya Çıkarması’nın Perde Arkası, Baskan Yayınları, İstanbul, 1982, S. 74.

(10): Paul Carell, Çöl Tilkisi Rommel, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1983, S. 16.

(11): Ralf Georg Reuth, Erwin Rommel. Des Führers General, Münih, 1987, S. 143.

(12): Der Feldzug in Afrika 1941-1943: Verlauf Februar 1941, deutsches-afrikakorps.de.

(13): Der Feldzug in Afrika 1941-1943: Verlauf Marz 1941, deutsches-afrikakorps.de.

(14): Paul Carell, Çöl Tilkisi Rommel, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1983, S. 30-31.

(15): Paul Carell, Çöl Tilkisi Rommel, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1983, S. 53-54.

(16): Paul Carell, Çöl Tilkisi Rommel, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1983, S.98 ve S. 204.

(17): Kont Galleazzo Ciano, Savaş Günlükleri, Kronik Kitap, İstanbul, 2017, S. 392, S. 472 ve S. 546.

(18): Paul Carell, Çöl Tilkisi Rommel, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1983, S. 133.

(19): Paul Carell, Çöl Tilkisi Rommel, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1983, S. 189.

(20): Berthold Seewald, Amerikas Demütigendste Niederlage im Weltkrieg, Welt, 14 Şubat 2013.

(21): Hans Speidel, Normandiya Çıkarması’nın Perde Arkası, Baskan Yayınları, İstanbul, 1982, S. 191.

(22): Paul Carell, Çöl Tilkisi Rommel, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1983, S. 71 ve 150.

(23): Kont Galleazzo Ciano, Savaş Günlükleri, Kronik Kitap, İstanbul, 2017, S. 534.

(24): Hans Speidel, Normandiya Çıkarması’nın Perde Arkası, Baskan Yayınları, İstanbul, 1982, S. 30-36.

(25): Hans Speidel, Normandiya Çıkarması’nın Perde Arkası, Baskan Yayınları, İstanbul, 1982, S. 138-140.

(26): Maurice Philip Remy, Mythos Rommel, Münih, 2002, S. 204-223 ve S. 286.

(27): Ronald Smelser ve Enrico Syring, Die Militarelite des Dritten Reichs, Berlin, 1997, yazı: R. G. Reuth, Erwin Rommel: Die Propagandaschöpfung, S. 460-475.

(28): Maurice Philip Remy, Mythos Rommel, Münih, 2002, S. 116

(29): Ronald Smelser ve Enrico Syring, Die Militarelite des Dritten Reichs, Berlin, 1997, yazı: R. G. Reuth, Erwin Rommel: Die Propagandaschöpfung, S. 463.

(30): Dwight Jon Zimmermann, Operation Flipper: The Commando Raid on Rommel’s Headquarters, DefenseMediaNetwork, 19 Kasım 2012.

(31): Ralf Georg Reuth, Erwin Rommel. Des Führers General, Münih, 1987, S. 28.

(32): Hans Speidel, Normandiya Çıkarması’nın Perde Arkası, Baskan Yayınları, İstanbul, 1982, S. 115.

(33): Ralf Georg Reuth, Erwin Rommel. Des Führers General, Münih, 1987, S. 110-125.

(34): Gerd R. Ueberschar, Hitlers Militarische Elite, Darmstadt, 1998, yazı: David Fraser, Generalfeldmarschall Erwin Rommel, S.184-193.

(35): Robert Wistrich, Who’s Who in Nazi Germany, 2002, S. 228.

(36): Hans Speidel, Normandiya Çıkarması’nın Perde Arkası, Baskan Yayınları, İstanbul, 1982, S. 140.

(37): Ralf Georg Reuth, Erwin Rommel. Des Führers General, Münih, 1987, S. 129.

(38): George S. Patton, War As I Knew It, 1995, S. 166.

(39): Berthold Seewald, Held der “Sauberen” Wehrmacht, Welt, 21 Aralık 2008.

(40): www.rommel-kaserne.de

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın