Çekoslovak Alayı’na mensup askerler.
> Interbellum Kısa Okuma

Evden Çok Uzakta – Çekoslovak Alayı’nın Rus İç Savaşı’ndaki Nefes Kesen Öyküsü

“Bu gezgin ordunun gösterdiği maneviyat ve cesaret, hem Çek Cumhuriyeti’nde hem de Slovakya’da efsane mertebesindeyken, alayın yapmayı başardıkları Birinci Dünya Savaşı ve Rus Devrimi açısından bir dipnottan fazlasıdır.”

Rusya’nın Çekoslovak Lejyonu, Birinci Dünya Savaşı sırasında vatansız bir orduydu.

1915-1917 yılları arasında kurulan ve 60.000 askerden müteşekkil ordu, ata yadigarı topraklarını Avusturya egemenliğinden kurtarmak isteyen Çek ve Slovak milliyetçilerden oluşuyordu. Bu amaçla Rus Çarı adına silaha sarılan askerler, savaşın ardından Müttefiklerin kendilerini ödüllendirerek ülkelerini bağımsızlığa kavuşturmalarına izin vereceklerini hayal ediyorlardı.

Ancak Bolşevikler 917 yılında  Romanov hanedanlığına son verip komünist rejimi ilan ettiler. Hemen akabinde İttifak Devletleri ile müstakil bir barış antlaşması imzalayıp savaştan çekildiler. Bu da Çekoslovak Alayı’nın bir anda hasmane topraklarda tuzağa düşmesine sebep oldu. Kaçacak yeri olmayan alay, Sibirya steplerinin içlerine doğru 9.000 km boyunca mücadele ederek Pasifik kıyısındaki Vladivostok şehrine ulaşmaya, bir diğer deyişle özgürlüğe kavuşmaya çalıştı.

Alay, katettiği yol boyunca komünist rejim ile mücadele etmek zorunda kalmış, binlerce kilometre uzunluğunda bir koridorun kontrolünü elinde tutmuş, neredeyse Çar’ı ve kraliyet ailesini kurtarma noktasına gelmiş ve Çar’a ait altınları teslim ederek kendisini kurtarmıştır. Alayın bu mukavemeti tüm dünyanın ilgisini o kadar çekmiştir ki, Müttefikler Uzak Doğu’da çok uluslu büyük bir kuvvet çıkararak kurtulmalarına yardım etmeye çalışmıştır.

Bu ordunun gösterdiği maneviyat ve cesaret, hem Çek Cumhuriyeti’nde hem de Slovakya’da efsane mertebesindeyken,alayın yapmayı başardıkları kendine maalesef Birinci Dünya Savaşı ve Rus Devrimi açısında bir dipnottan daha fazla yer bulamamıştır.Buna karşın, alayın hikâyesi 20. yüzyılın en ilginç hikâyelerinden biridir.

Çekoslovak askerler, Sibirya’daki bir nakliye treninin üzerindeki silahları bekliyor.

Çar’ın Ordusu’nda

İlk olarak, dört yabancı piyade alayının 1915 yılında  Rus İmparatorluk Ordusu’na gönüllü olarak katılmasıyla oluşturulan Çekoslovak Alayı, ilk muharebesini 2 Temmuz 1917 tarihinde yaşamıştır. O dönemde 3.500 kişiden müteşekkil olan kuvvet, bugün Ukrayna sınırları içinde bulunan Zborov’daki Avusturya siperlerine taarruz etmiş ve muvaffak olmuştur. Bu başarı, Çarlık rejiminin yıkılmasına hız kazandıran ve 60.000’den fazla askerin hayatına mâl olan feci Kerenski Taarruzu’nun az sayıda başarılardan biridir.

İlk kez bir hücumda yer alan Çekoslovak Alayı, düşmana tekrar saldırmak için oldukça istekli olsa da, bir sonraki taarruz için bir süre daha beklemek zorunda kalacaktı.

Alman-Rus Barışı

Bolşevikler 1917 yılının sonbaharında St. Petersburg ve Moskova’da gücü ele geçirince hiç vakit kaybetmeden Avusturya ve Almanya ile barış görüşmelerine başladı.

Savaş şevkini hâlâ koruyan birlik, bu gelişme üzerine Ukrayna’yı boşaltıp Batı Cephesi’nde Müttefiklere katılmaya karar verdi ancak Barents Denizi’ne kıyısı olan Rus limanından yola çıkıp Avrupa denizlerinde kol gezen Alman donanmasını aşmaya çalışmak fazlasıyla riskliydi. Bunun yerine, çok daha uzun bir rota olsa da, Pasifik kıyısındaki Vladivostok’a ulaşıp Pasifik’i aşarak Hollanda’ya ulaşmaya karar verdiler. Ancak 1918 yılının başlarında bile bu plan pek de garanti sayılmazdı.

Rusya ve Almanya 3 Mart 1918’de Brest-Litovsk Antlaşması’nı imzaladı ve Ukrayna’nın büyük kısmının Almanya’ya bırakılması ile birlikte Alman birlikleri bölgeyi doldurmaya başladı. Bu durum Çekoslovak Alayı’nın etrafının sarılmasına ve ele geçirilmesine sebep olabilirdi. Buna ilaveten, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tebasından olmaları dolayısıyla İttifak Devletleri nezdinde hain olarak görülen Çek ve Slovaklar yakalandıkları anda infaz ediliyordu. Ukrayna’daki üslerine yaklaşmakta olan iki Alman ordusu ile karşı karşıya kalan Alay, beş gün boyunca çarpışarak geri çekildi ve güvenliğini sağlayınca trenlere binerek Sibirya üzerinden Pasifik’e doğru bir kıtalık yolu aşmak üzere yola çıktı.

Yolculuk can sıkıcı şekilde yavaş ilerliyordu. Katar sayısı azdı ve dolayısıyla bir şekilde vagon çalınması gerekiyordu. Bu da yetmezmiş gibi karşı istikametten gelen trenler yolu kapatıyordu (Bu trenler Moskova-Berlin arasında imzalanan antlaşmalara binaen salıverilen Avusturyalı ve Alman savaş esirlerini taşıyordu).

Yavaş ancak emin adımlarla bahar mevsimine ulaşıldı. Alaydaki mühendisler, Çek ve Slovak birlikleri taşıyacak yüzlerce vagonu raylara yerleştirdiler. Tren hattında binlerce kilometrelik bir konvoy oluştu. Günler ve haftalar birbirini kovalarken, Pasifik her geçen gün biraz daha yaklaşıyordu.

Kendini hareketli ve demirden bir orduya dönüştüren Alay, Rusya boyunca önüne çıkan hiçbir engeli affetmedi.

Seyyar Devlet

Berlin, 60.000 Çek ve Slovakın Rusya’dan ayrılıp batıda Müttefik ordusuna katılmayı planladığını öğrenince Rusya’dan derhal bu harekete engel olmasını istedi. Almanlarla yaşanabilecek yeni bir savaşı göze alamayan Ruslar bu isteğe boyun eğdi.

14 Mayıs tarihinde Bolşevikler tren hattını kesmeye ve Alayı, Moskova’nın 1.700 kilometre doğusundaki Chelyabinsk’te durdurmaya çalıştı. Bunun üzerine çok şiddetli çatışmalar başladı ve Alay’ın İsyanı olarak anılan olay savaşın tüm cephelerinde dilden dile dolaşmaya başladı.

Direniş başarılı oldu ve müteakiben Alay, Trans-Sibirya Demiryolu Hattı üzerinde yer alan tüm şehirleri ele geçirmeye başladı. Yaz aylarına kadar Volga Nehri’nde Pasifik Okyanusu’na kadar çok geniş koridor kontrol altına alınmıştı.

Çekoslovak Alayı’na ait tren.

Yolculuk devam ettikçe Çekoslovak askerler, kendilerine tâbi olanlarla birlikte vagonları kışlalara, fırınlara, atölyelere ve seyyar hastanelere dönüştürdü. Hatta birlik trenlerin içerisinde kendi gazetesini yayınladı. Vagonlar toplarla ve ağır makinalı tüfeklerle donatıldı. Milliyetçi sloganlar üretildi ve milli kahramanların resimleri vagonlara asıldı. Emir ve komuta zinciri ise yol boyunca ele geçirilen telgraf istasyonları ile sağlanıyordu.

Alay, Kazan’daki taarruzlarından birinde Çarlık Rejimi’ne ait altınları ele geçirmeyi başardı ve bu altınların küçük bir kısmı ile sekiz vagon daha alarak bunları ordusuna ait trene ilave etti.

Rusya iç savaş ile uğraşırken, Çekoslovak Alayı ülkedeki en güçlü kuvvet haline geldi. Alay çok yakında Menşeviklerle ittifak kurma yollarını aramaya başlayacaktı.

Alay’ın çok güçlenmesi ve yakın zamanda Yekaterinburg’a ulaşacak olmasıyla ziyadesiyle korkan Bolşevik rejimi, tedbir olarak 17 Temmuz 1918 tarihinde Rus kraliyet ailesinin kurşuna dizilmesini emretti. Zira kraliyet ailesinin kurtarılması çok daha büyük problemlere yol açabilirdi.

Alay Vladivostok’a ulaştı ve Menşevik birliklerin yanında İngiliz, Kanadalı, Amerikan, Fransız, İtalyan ve Japonlardan müteşekkil Müttefik Ordusu ile temas sağladı.

Alay’ın Kurtarılması

Rusya’da komünizmin hızla yükselmesinden endişelenen Müttefik hükümetler, Alay’ın zor durumunu bahane ederek 1918 yılında iç savaşa müdahil olmaya karar verdi. Amerikan ve İngiliz birliklerin müdahalesinin Bolşevik rejimini hızla çökerterek Rusya’yı Almanya’yla tekrar savaşa sokacağını ümit ederek Alay’ın durumunu bahane gösteriyorlardı.

1918 yılında 90.000 Amerikan, Kanadalı, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Japon askerden oluşan Müttefik ordusu Vladivostok şehrine çıkarak Alay’ın tahliye edilmesine yetecek bir süre boyunca şehri elinde tuttu. Çekoslovak Alayı’nı taşıyan lokomotif bahar aylarında şehre ulaştı. O günden itibaren alay için yolculuğunun ikinci ayağı başlıyordu: Pasifik’i aşarak Fransa’ya ulaşmak ve Batı Cephesi’nde savaşa dahil olmak. Ancak dünyanın diğer ucunda yaşanan gelişmeler bu planların önüne geçecekti.

Sibirya Savaşı

Avrupa’da savaşın bittiğine dair haberler kasım ayında Vladivostok’a ulaştı. Almanya ve Avusturya’nın yenilmesiyle birlikte anavatandaki Çekler ve Slovaklar bir araya gelerek Çekoslovakya adı altında bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Maalesef yeni kurulan hükümetin ilk kararlarından biri Alay’ın Sibirya’da kalması ve Kızıl Ordu karşısında Müttefiklere yardım etmesi oldu. Bu mücadele bir yıldan fazla sürdü.

1920 yılında Menşeviklerin neredeyse yok olması ve Müttefik birliklerin Rusya’dan çekilmesiyle birlikte Alay bir kez daha kuşatma tehdidiyle karşı karşıya kaldı.

Kızıl Ordu’nun şehre hızla yaklaşması üzerine, Alay için Rusya’yı artık bir daha geri dönmemek üzere terk etme zamanı gelmişti.

Alay, Bolşeviklere barış anlaşması önerdi. Bir zamanlar birlikte kurşun sıktıkları bazı Menşevik askerleri ve Çarlık rejimine ait altınları teslim etmeleri karşılığında Alay’a şehri terk etmeleri için zaman tanındı.

 

Prag’daki “Alay Bankası”. Banka Çarlık Rejimi’ne ait altınlarla mı kuruldu?

 

Birliğin bir kısmı Hint Okyanusu yoluyla, kimi ise Pasifik’i aşıp Panama Kanalı’ndan geçerek Avrupa’ya ulaştı. Askerler Avrupa’ya ulaşmıştı ancak hikâye burada bitmiyor. Daha sonra gerçekleşen olaylar ise tam anlamıyla muamma.

Bazı tarihçiler Çekoslovak Alayı’nın altınların tamamını Bolşeviklere vermediğini iddia eder. Bazı kanıtlar Alay’ın neredeyse bir vagon dolusu parayla (100 milyon dolara eşit olduğu tahmin edilir) ülkelerine döndüğünü işaret eder. Bu paranın da Prag’daki Legiobanka’nın kurulması için kullanıldığına inanılır. Aslına bakılırsa bunlar çok asılsız iddialar da sayılmamaktadır, zira bankanın üzerinde Alay’ın Rusya topraklarında yaptığı 9.000 km’lik yolculuğa ilişkin işleme ve resimler bulunmaktadır. Özetle genel kanı, Alay’ın ülkeye yüklü miktarda para ile döndüğü ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyet Ordusu’nun bankayı boşaltarak altın rezervlerinin çoğunu Moskova’ya geri götürdüğü yönündedir.

Kaynak: militaryhistorynow.com – A Long Way From Home: The Czech Legion’s Amazing Trek Across Siberia

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın